Kategoriler
Birkaç Kelam

Birkaç Kelam #2: Nasıl Bu Kadar Pasifize Edildik?

2001 Krizi:

1994 krizinin ardından ekonomide geçici olarak oluşan rahatlama 1998 yılında en önemli ihracat ortağımız Rusya’nın yaşadığı kriz ve 1999 depreminin getirdiği sıkıntılar nedeniyle son bulmuş, Türkiye yeniden bir krizle karşı karşıya kalır mı sorusunu da beraberinde getirmişti.

Bu soruya ilk cevap Kasım 2000 sonlarına doğru yaşanan likidite krizinden geldi. Bu tarihte bankalar arası piyasada gecelik faiz yaklaşık üç kat artarak ortalama %110.8’e fırladı.

Bu ekonomik buhranlar devam ederken Şubat 2001 de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşanan tartışmayla Cumhuriyet tarihinin en büyük krizi patlak verdi. Borsa çöktü, faizler %760 a fırladı, bir gün önce 670 bin TL olan dolar 1 milyon TL’yi aştı, binlerce firma kapatılırken, yüz binlerce kişi de işsiz kaldı.

Halkın Reaksiyonu

O dönemi herkes, dönemin Başbakanı Ecevit’e fırlatılan yazarkasayla anımsıyor olsa da aslında 2002 yılında üzerinde durulması gereken çok daha önemli bir olay yaşandı. Halk 18 Nisan 1999 yılında %22.18 oranında oy alan Ecevit’i 2002 seçimlerinde %1.22 oranında oyla baraj altı bırakarak sandıkta ciddi bir reaksiyon gösterdi. İşte asıl dikkat çekmek istediğim nokta halkın gösterebildiği bu reaksiyon. Bundan 19 sene önce yaşanılan sıkıntıları farkında olan ve bu sıkıntılara tepki verebilen halkımız nasıl oldu da bu kadar pasifize edildi? 2014 yılından itibaren gittikçe otoriterleşen zihniyete, her geçen gün daha da fakirleşen cüzdanına karşı, sandıkta herhangi bir reaksiyon almaması söyledikleri gibi alternatif bulamamalarından mı yoksa otoriteye her geçen gün daha da alışmalarından mı kaynaklanıyor? Türkiye yavaş yavaş Rusya olmaya doğru mu ilerliyor ? Geçmişimiz ve kültürümüz dolayısıyla bunun pek mümkün olmadığını düşünsem de maalesef ki yüzde yüz emin bir şekilde konuşmak mümkün değil.

Helalleşme

İktidarın belki de en sıkıntılı, en sarsıntılı döneminde ellerinde ekonomik kriz gibi çok büyük bir koz olan muhalefet, bu sıkıntıların üzerinde durmak yerine hala daha helalleşmek gibi zırvalıklarla gündemi meşgul etmekte. Metropoll’ün son yaptığı bir araştırmada “Muhalefet partileri iktidara geldiklerinde halkın ekonomik sorunlarını çözebilir mi?” sorusuna %37 oranında EVET, %55 oranında HAYIR cevabını almıştır.

https://twitter.com/ozersencar1/status/1461947626262351875

Hal böyleyken Türk milletinin karnının yeterince tok olduğu helalleşme zırvalıklarıyla uğraşmak yerine, Türkiye’nin gerçek gündemi olan ekonomik sıkıntıların nasıl giderilebileceğini anlatan bir planla kamuoyunun ikna edilmeye başlanması daha mantıklı bir tutum olacaktır. Aksi halde bir sonraki seçim, kültürü ve geçmişi dolayısıyla otoriteye alışamaz dediğimiz Türkiye için yeni bir milat olur.